Duran METİN'in köyümüzle ilgili anıları Hiç bir değişiklik yapılmadan bu sayfada yayınlanmaktadır.
Geçmişten geleceğe bir köprü görevi üstlendiğiniz için teşekkürler Duran METİN.
1 - Kısa anılar konu konuyu açar.
Denizden umut.dört kadın bir çocuk Hedef hoda köyü.
Duran metin anlatıyor.
Bizim
zamanımızda eski köylümüz kocaman bir aile gibiydi. Armut fındık kuşburnu toplamaya gidiyorduk bir kaç komşu birlikte. Seliyin dağına armut toplamaya gidiyorduk gülü emenin selkesiyi yolunda sekerek oynaması bugünkü gibi gözümün önündedir ve köyden beş on kadın eşeklerle yola çıkarlar Tokat kizileniş çevrelerine zoğala giderlerdi .zogal(kizilcik) Gece geç saatlerde geri dönerlerdi köye.
Hayriye yengem hüseyin amcamın hanımı tokattan bize ve satı bacılara gelirdi. Bir gün bize geldi anama yarın satıbacı hoda köyüne deniz ocağına gidecekmişduranıda götür dedi ertesi gün satibacilara gittik erkenden. Palaagrı hala ve çivi halada gelmişti. Evden çıktık camide dualar ettiler yolda bir uğursuzluk olmasın diye caminin yola bakan tarafından taşları öpüldü peygamber muhammed imam hüseyin aşkına yalvarıldı.hızır aleyisselamdan destur istendi düştük iğdır yoluna sabah erkenden hoda köyüne vardık Deniz ocağına oturduk bizden gömme katmer gibi hediyeler verdiler ev sahibi de bize çay ikram ettiler. O ev deniz olacağıydı. O köyden biri Askerdeyken denizden şu içmiş tükürüğü yaraya melhemmiş. Böyle çok ocaklar yaygındı anadolu köylerinde. Örneğin benim babamda muska yazardı kendide inanırdı yazdığına. Bizim eve hasta gelen sağ çıkardı. 😀 çayimizi içtik sıra tedaviye geldi.benim kolumda dermau yarası vardı, adam önce bana tükürdü. 😀 üç beş kez tu tu tu diye.dua ederek Sonra diyerlerinin ne derdi vardı bilmiyordum.isimiz bitti köye döndük. Sonuç üç gün sürmedi geçti vallahi de billahi de geçti bendeki yara. Ve birdaha asla böyle bir şey olmadı.
Satı bacıyı. (Satı gulçay)palaarıyı (hatiyce aktaş)çivi halayı (şerife özügenç ) annem ismihan metini özlem ve rahmetle anıyorum.
1965 eylül
Duran metin anlatıyor devam edecek. ..
Sıradaki anı
Şubat ayı cik cik leri şubat 1972
Duran METİN
............
2 - Ötmüşünen Melemiş
Karşı köyden davul sesi geliyor ,Baba vallah Zeynep gelin oluyor.
Mevlam güldiyerek iki göz vermiş,
Bilmem aglasammı aglamasammı
Yiğit muhtaç olmuş yorgana yüne,
Bilmem melesemmi ,melemesemmi?
Köyde fakir olanlarımız dana sığır güder, biraz daha durumu iyi olanlara azab durur, kimisi davulu zurnasiyla çevre köylere düyün çalmaya giderdi ha o yukardaki ses bizim köyden kurnacının saliynen (salih zeytin Hasan çavuşun yusufun davulunun sesiydi kışın akşamları ta beş km den duyulurdu.ve kimileride eskiden ispartaya çalismaya Ali sarigul,kimisi Adanaya Hasan koçak ve köyden başkaları çalışmaya gidermiş. Izmir istanbul yurt dişı sonradan cıkmış. yoksulluk herbirimizi bir arayışa itmiş mesala babam ve abim varlıklı ailelere yada yalnız olanlara azab durduklarını bilirim .1968 de Abim değirmene suçu durmuştu.Babamla şoför musa çevre köyler de bakkal eşyaları ve terlik satarlardı hoda köylü ömer bizim köyde erik satardı at arabasıyla fiynezeli osman çiflikte süpürge satardı, cip memmet bicak satardı,Hasan babalı aşır çavuş sünnet yapardı, Arab köylü mehmet çavuş barut satardı,avşar agzinda birtek aydın adam fiyetin mustafa vardı her gün bizim köye holta atardı , çiflikli sülman demircilik yapardı, kenli dik veli ev yapı yapardı,selikli Aşurun ahmet hersene bekçilik yapardı ,bekogun hasan hersene davar satardı, Riza efendi bayramdan bayrama camiyi açardı,millet allaha haydar efendi toprağa tapardı, köyün kızları başına kurdale toha takardı köyde herkes erken kalkardı,herkes gaflet uykusundayken kemal özdemir halk uğruna hapiste yatardı, vahab emmim ağır başlı adamdı, palayinan alicalin yadigâr adama yandan bakardı, hacı ahmet peş peşe sigara yakardı, tohur hasan aga iyi davar yayardı, musa doğan şoförlük yapardı, gulayinan durmuş killikten gülçaya aşşaga fitesten atardı , Abbas kılıç arasıra önüne birini katar kovalardı, gündüz davar köye gelir süt sağılır sonra kuzu annesini koyun kuzusunu arardı. Üsülüyle can baba gazının mehmet dana, yanisinan s hasög usük halim sığır yayardı. Aksam dana sığır dağdan gelir köylü harmanlarda malını danasını arardı.hasan koçak satılmış karataş, meçog emmim dırıh halil iliç paşog çöllog emmim bekçilik yapardı. Bayramgilin haliminen hallustalin dede tosun yayardı, mamoşun usük, yanisin satog ,ismail yıldız, hasancalin satog ,bayramgilin ehsan tekişin sali gucukgilin hamdi,sivriliglin duran,karahaydarin nazmi,küdali congul,paşog hepisi bi boyda bi ayardı. Ah o yıllar ne güzel yıllardı. ahmet taş güzel keman,bali halil emmi iyi saz çalardı. Samiynen kara mahmut benim dükkandan lokum çalardı, kirik veli ikide bir dukkan açardı ,ala yağıb orak harman vakti köyden kaçardı, deli durmuş zorlu partal atardı, m ali çelik dağların adını bir bir sayardı, gün batar tulekgil yatardı, kopuk aliabbas kendine iyi bakardı, Duran metin harman zamanı damda yatardı, ali hoca aradabir bana kazık atardı, kumugun halil söverek şaka yapardı, ismail metin iyi muska yazardı, kör kolcu dayı bekciyken bize iyi zopa çalardı.,ikileme çütünde millet dağda malda yatardı, tuzlalı fikri,yağmurkoylu muharem,selikli muharem çabuk, veli dayı halil ibrahim kara duran mosun sülman, kaynamışın ismail , Biciglin ahmet usük ali bal Duran özel dursun özbek osman tombul dursun baysal Aliraza ,hasan halil kılıç ali erdem şükrü erdem halim kumaş riza uslu iyi davul zurna çalardı . karalikli usük dayı çobanlık yapardı kolsuz at üstünde bekçilik yapardı salurlu hacı musa köyünde berberlik yapardı. Ve bizim köyden berberler tarla tarla gezerek milleti tıraş ederdi msla çıra Hasan ,fevzi özen.,Halil kılıç, Duran kumaş,ibal halife sadik iğdırlı topal zihni gibi ..(fevzi özen berberdi musa emmimi tıraşa gelmişti musa emmim babamın murat ta benim iyi arkadaşımdı zakine yenge sini gombesi gibi hamurlu börek yapmıştı sofraya oturdular fevzi abim dediki çocuklarda yesin musa emmim dediki onlar bizim gibi olana kadar çok yerler sen buyur dedi.malesef murat o sene hastalandı vefaat etti 1968. Güler ailesini özlem ve rahmetle anarım fevzi abime sağlık sıhhat dilerim.
Umut bağlamış hasso,
Ya Almanya ya toto,
Bunebiçim hayato,
Vay babo vay babo .
1960ve 73 arası yıllarda Almanya büyük bir savaştan çıkmış, lidersiz ilâhsız halk dayanışmasıyla onbeş yılda toparlanmış güçlü bir ülke haline gelmişti. O yıllarda türkiyedende işçi alınıyordu. Sağlık kontorulundan geçip dişleri bile sağlam mı diyebakılıyordu insanlar o yıllarda bizim köyden ilk gidenler Riza ,Adil Demir soralari pala,tellinin Ali şengül innecinin Dursun şemsi saruglun dede Durdane Haydar efendinin dede Kaymak Halil kılıç yeter salih kılıç m ali çelik hallustalin Duran üsüyün naile hanimgilin üsüyün hacer Huseyin kiliç durmuş , Bayram çelik hüseyin demirdaş çavuş ozdemir selikli emeksizin mustafa karhincikli bayram balibagli cevat cerdiginli turist memmed zileli haci vs leri ilk gidenlerdi saliyle Yusufta sanırım aynı yıllarda gitmişti.
Yusufabime birgün yün lazim olur o yıllarda yüncü tüycü dükkanları vardı.Almanyada .Yusuf abim yenidir yün alacak ya yün ne nasıl anlatacak yüncü dükkanına kadar gider çevrede sağa sola bakar tercüman arar yok.derki melesem belki anlar,dukkandada tek bir alman başka müşteri yokmuş yusuf abi tam kapıyı açmış karşıdaki almana sanki tanıyormuş gibi dikkatlice bakarak Meeeeeeeee demiş, alman önce şaşırmış sonra anlamış bunun almancası olmadığını yün istediyini oda cevap vermiş. Gıtgıt gıdak gıtgıt gıdak. Yusuf abi anlamiski burda yün yok tavuk tüyü var. Böylece anlaşmışlar yusuf çekmiş gitmiş. Anlatan yusuf erdem...Yıllar sonra köye izne gelmiş babamda hoş geldine gitmiş. İceriye girmiş selam vermiş yusuf ,Gel bakalım patalahlum demiş, babam,Almanyaya gittin gine adam olmamışsın demiş. Yusuf,ben almanyaya adam olmaya gitmedim ki para kazanmaya gittim demiş. Anlatan Ismail metin 1975.Babamı Yusuf u,saliyi, mehmetali Durmuş çeliği saruglun dedeyi haydar efendinin dedeyi palayı adili Ali şeneli özlem ve rahmetle anarım..
Duran metin.
.........
3 -
ŞUBAT AYI
CİK CİK LERİ..
Köyümüz ve çevre köylerimiz orta okulu ve liseyi tokatta okumuştur.eskiden kar yağardı bem beyaz ,ter temizdi tıpkı yüreklerimiz gibi damlardan kar sıyrılırdı köy düm düz görünürdü dama çıktığım zaman.ve eskiden kar çok yoğun yağdığı için tipi olurdu ,yollar kapanırdı o yılda öyle olmuştu tokat yolu kapalıydı tepe gibi fırtına doldurmuştu yolları onbeş tatil idi bitti geri tokata gitmek zorunda kaldık onbeş kişi kadar vardık çoğu öğrenciydi diz boyu kar yola çıktık cifliye geldik gine vasait yok sivas tokat yolu bile yarı açık çiflikte bir kahvede bekledik soğuktan donmustuk. Evet yol kapalıydı çünki o yıllarda türkiye çag atlamamıştı bugünkü yollar ve bakımı yoktu,çünki mercedes audi bmw nissan toyota vs lüks araçlar yoktu.bu gün hepsi var kapanan yollarda yok şükür. ? Ancak benim bir çelişkim var o yıllar cumhuriyetin ellinci yıllarıydı ve biz cumhuriyet çocuklarıydık, bugün bi düşündümde Almanya 1945 de savaştan çıktı.Dünyayı titreten savaş sona ermişti, 1960 larda turkiyeden ,ispanyadan, italyadan, yugoslavyadan ,yunanistandan, işçiler aldı çalıştırdı bu güne kadar. Bu ülkede kurtarıcı ilah kişi kimdi ? bilmiyorum.Biz neden gelişmemiştik şimdiye kadar övgü ve anlatılar beni ikna edemedi.)epeyce bekledik kahvede sonra bir kamyon geldi arkasında bozulmuş bir otobüsü ceker hâlde başka vesait yoktu mecburen dolduk otobüse. (Nını) Duran özel ve rahmetli hanife yengede vardı zannederssem riza topak (avrupa) ve sahinaz ablada vardı. Duran abi çok kızıyordu paramıznan rezil olduk teklikeli bir yolculuk diye söyleniyordu ara sırada şoförü uyarıyordu. korku içinde tokata vardık ,herkes gideceği yere dağıldı. Biz üç kişiydik Ali emmim, Aliduran Gülçay ve ben aynı mahallede cirikte karşı karşıya oturuyorduk.evlerimiz kiraydı ben tahsin abimde kalıyordum Alidurana satı bacı bakıyordu.tokatta mahalleye vardığımızda hava hafif ılımış karla karışık yağmur yağıyordu yukardan aşağıya yolun ortasından çay gibi sel geliyordu. Biz perişan haldeydik soğuktu Ali emminin başında beyaz bir dağarcık uzun siyah bir palto benim sırtında bir çuval ekmek kafamda mavi bere Aliduran sepeti zor taşıyor ali emmimde çuval sırtında o yıllarda köyümüzde hemen hemen çoğumuzun lakabı vardı birbirimizi lakabla anardık daha kolay anlaşılsın bahsi yapılan insanın diye Ali emmime cingân Ali derlerdi.benimbile sonradan lakabım oldu banada Hıyaragası dediler. Biz üç kişi o perişan halimizle cirik mahallesinde yürürken ki elli metre kalmıştı eve aşağıdan güzel bir şarkı yedi sekiz kez nakarat halinde arkamizdan okunuyor biz üçümüzde yürür halde geriye doğru baktık iki tane sekiz on yaşlarında kız çocuğu gülerek aynı şarkıyı okuyor.
Cingânı cik cik
Torbası küçç
ük
Cik cik cik cik,cik Ali emmimde güldü bana bakarak dediki
Bunlarda anladı bizim cingân olduğumuzu...
1972 -15 şubat.
Ali emmimi hanife yengemi özlem ve rahmetle anarım .
Duran metin .
........
4 - Kısa köy anları
Duran metin anlatıyor.
Engğ Aşşaaaaaaa
Kehribarmi deydi ,gülünmü soldu,
Gel ağlama garib bülbül ağlama
Sanadamı deydi feleyin oku
Gel ağlama garib bülbül ağlama.
Bu iki türküyü çok severdi mal güderkende çok söylerdi Hasan abim sapı yüklemiş adadan çıkmış köye gideceklerdi riza abi motorun üstünde sapın içine gömülmüş yarıya kadar ,nede olsa hasandan yüksekte olduğu için ilerdeki Ahmet abiyi tarlasında gördü oda erken gelmişti tarlaya. Ama ekinini hasan sınır kıyısından çiğneyerek geçmek zorundaydı. Zaten çok erken bunun için gelmişlerdi.Ahmet abiyi yüksekten görünce rıza. Aha holoğlu gelmiş tu demiş. Hasan abi demişki gelsin o bizi bırakır o benim sesimi sever ,demiş bir türkü daha ,yavaş yavaş da yaklaşıyorlarmış ahmet abinin tarlaya.
Aşağıdan gelir tarar
Gamçısını atar tutar,
Garib olan handa yatar,
Yolcu isen git yoluna ...
Ahmet abi güzel türküyü aşağıdan duyunca ha babam ha diye el kaldırarak selamlar.Hasan da yavaş yavaş yaklaşır tarlaya dayanır.Ahmet abi motorun önüne geçer. Ekini çiynetmem der.Riza yokardan hasana senin Türküler işe yaramadı der güler .geçersin geçemezsin bir tartışma başlar. Ses yükselir Riza sapın üstünden ayağa kalkar bak Haloglu beni aşağı indirme haaa der.Ahmet abi işaret parmağını yere doğru göstererek engğ Aşşaaaaaaaaa der. Hasan abi gülerek ya haloglu sana iki türkü söyledim bırakta gidek.Ahmet abi yumuşar de geçin hadi😀
Anlatan Hasan sarıgül. 1975
Aynı yıl Ahmet abimle Tokatta karşılaştık sincak garazinda köye geleceğiz, Ahmet abi bir fırın almış bide bana alalım dedim yakınmış gittik toptanci mahmut daldan banada aldik.köye gittik. O akşam ben hasancala oturmaya gittim onların odası çok büyüktü gaz lambası vardı o tarihte elektirik yoktu .bazı komşularda oturmaya gelmisti. Ben gittim Abbasın yanına oturdum.tesadüfe bak az sonra Ahmet abi de geldi içeri girer girmez ben engğ Aşşaaaaaaa dedim.Ahmet abi durdu.lamba ışığında farkedemedi kimdi o engğ Aşşaaaaa diyen .Abbas dediki düya düya. O hikâyeyi bide Ahmet abi anlattı hepimiz gülmüştük. 1975
Ahmet abimi Hasan abimi,beraber çok mal güttüyüm riza abimi özlem ve rahmetle anıyorum...köy anıları devam edecek.
Sırada Ötmüşünen,melemiş...anlatan Yusuf erdem.
.......
5 - Kısa anılar Duran metin anlatıyor.
" 🥒 AĞASI "
Leblebi goydum tasa Ağam yar,paşam yar
Doldurdum basa basa digelgel
Gız benseni almazsam Ağam yâr paşam yâr, girmem ğara topraga digelgel.
Haydi haydi hopla gel digel gel fistanını topla gel digelgel...
On oniki yaşlarındaydık
İçeri girmek yasaktı biz sırasıyla karanlıkta damın bacasından kına damını kuş bakışı seyrediyorduk.ben son seyirciydim biraz daha uzun seyrettim.en güzel halay türkülerimizden di bu türkü sözlü sonra aynı kaydeyle Davul zurna devam etti.sadece Davulcu,Zurnacı,sadiç girebilir. Başka erkek sinek bile giremez. kadınlara aittir kına damı .En başta Alicalin şekire, fazilet şerban saruglun gülşen fadime metin gidiglin şerif kara şekire fındık nalbatgilin saniye kerişin saniye satibacinin hayriye mollanın saliç hasancalin naciye zekiya safiye nalbatgilin elvan sündüz hemengül tulekkilin meryem şakire Dilber şahinaz suna fadik marziya kibar nimet makbule yeter güllü meysür saruglun anşa kistilin anşa durden nergiz fidan abide fatmanalin saniye hanimgilin zakine topalgilin hediye saruglun dudu binnaz kiraz serban emine colagin fadime tavugun dürden hanife tellinin sadet kadriye sevtap halustalin hatun naile urhuç fadime şerif gülbeyaz gucukgilin nazife şemsi civan kütukçunun nazife güllü kel arife bekir çavuşun güldane mamoşun dürdane pakize bayramgilin şerog elmas abide arife fevzinin hanımı nebinin nezuk döndü şirin marziye kibar gülüzar munise kellerin yetoğ makbule adeviye çiydem yeter alabbasin hatiyce nalbatgilin hanım doglacuhlu fatma nefes kistilin ferizat zeynep çelik saliha nigar safiye nebahat fadime aslan balıglın güleser ceddi cipci deli hediye hadiç döndü fisfisin zakine tulekgilin güldane sivriliglin hatun musa dedenin gelini baltali aniş dimdimin hadiç tıntirin saliç nafiye doğan nazife alan göğul miyase nutuya necmiye arife fitnetinen şükriye sahinaz kamacinin alinin kiraz gurnacinin salinin sukriye daha ismini sayamayacağım niceleri çoğu halaydaydı. Hepsinin ayrı ayrı ekmeğini yedim hepsinden bi şekilde hizmet gördüm ismini anamadığım daha birçoğunu rahmetle özlemle anarım.yaşayanlara sağlık sıhhat dilerim.
Konu Ağa olunca kına geceleri düğünler ve halaylarımız aklıma geldi Ağası paşası içimize öyle sızmiski türkülerimize bile girmişler.
Ağalık yeryüzünde öyle bir illet olmuş ki insanlığa kimse başa çıkamamış.yer yüzünün cennetini cehennem eden insan azmasi üç unsur vardir Ağa Paşa Patron , Isa peygamber zamanındaki hahamlar kırallar toprak ağasıymış isa başa çıkamamış,Ancak köle bir halkı uyarmış yaşayan ölüleri diriltmistir.kurtulus müjdesi vermiştir (incil,müjde demektir.) muhammet peygamber zamanında tefeci bezirganlar toprak ağasıymış. Muhammet isyan bayrağını kaldırmış çitleri sökün köleleri serbest bırakın .mülk Allahındır. Yani kamunundur.demiş .ve islam dini bir başkaldırı hareketi olarak ortaya çıkmış. Ancak tahrip ve hurafeler islamı Afyon zalim insani fakir hale getirmiş ve islam dini doğduğu topraklara kerbelada gömüşmüştür.islam (barış)demektir. İslam savaş olarak mujde sömürü olarak ağalarin hükmünde devam etmiştir.(Bir islami görüşe göre) Bindört yüzlü yıllarda şeh bedreddin ,Börklüce mustafa,Tornak kemal gibi Halk önderleri bile halkıyla birlikte ağalar tarafından katledilmiş. Hatta en yakın tarihimizde ,m .kemal önderliyinde yedi düvele karşı savaşan halkımız ,dahi ikiyüz köyü olan bir toprak ağasına köle(maraba) olmuştur . cumhuriyet tarihimiz bile agalığa engel olamamıştır. Dolayısıyla cumhuriyet hiç bir zaman kimsesizlerin kimsesi olamamistir. Nutuklar sözde kalmistir .Bin yıllardır bu toprak agaligi devam etmektedir .ve agalik cesitli modern şekiller almistir msla sendika ağalığı koğuş ağalığı bölge ağalığı vs gibi. Ne dinler nede Devrimler bir süre önlesede ağalık eski haliyle çeşitli şekiller alıp devam etmiştir.(Ve bütün Dinler ve Devrimler kendi içinden yıkılmıştır). Ağalık kültürü içimize girmiş bizimle yaşamaktadır.örnegin derizki, Ağam sen bilirsin,Ağam sen varken marabanın lafımı olur,Ağanın eline vurulmaz,Ağalık vermekle olur,Ağam bu kulun sana gurban olsun, emrin olur ağam.Allah seni başımızdan eksik etmesin ağam, ki etmemiştirde fakirin dileği kabul olmuştur . Ağabey kelimeside ağadan gelir.ve artık ağa halk içinde anılır, mesela doğuda büyük aşiretler vardır halk marabadır bir toplantıda merhaba ağalar diyerek hitab edilir.bizde dahi ismailağa,halilaga hüseyinağa vs halktan ağa diye hitab edilenler vardır.bizim köyde bir hıyar satıcışı Tokat ötesi köylerden olmalı, oda beni bir agaya benzermiş. Tülekgilin ismaille tülekgilin kapının önünde sohbet ediyorduk ben Almanyadan ilk izine gelmiştim, ve birden bir motur (traktör)hıyarcı geldi ,selam aleyküm aleyküm selâm. Başka köylerde sattım bura kaldı dedi. O ara çoluk çocuk kalabalık oldu .ismail abiye dedimki gel bu hıyarları dagıdak,bu çocuk kimin ne kadar yeter üç kilo buna beşkilo şuna ötekine berikine derken iki çuval kaldı.dedimki ismail abi çuvalın biri sana biri bana ismail abi yau ben nediyim bi çuval hıyarı desede ısrar ettim son bir çuvalıda ben yüklemdim parasını ödedim eve doğru giderken adam arkamdan beni izliyormuş bizim evi keşfetmiş. Öyleya motur boşaldı hiyar kalmadı daha ne dursun çekmiş gitmiş. Bende bir hafta sonra izinden döndüm. Aynı adam on gün sonra motoru tam doldurup gine köye aynı tulekgilin merkez kapıya gelmiş, salatalık var hiyar var bir kaç kişi gelmiş almış ama o anda ismail abide kapıya çıkmış Adam bizim evden tarafa bakıp beni arar gibiymiş, en son dayanamamış sormuş, Ağadan ne haber ağadan hiç gözükmüyor? Ismail abim demişki bizim köyde ağa mağa yok ne ağası ? Adam demiş , Hıyarağası !
ismail abi anlamış gülmüş beni aradığını adama demiski vallaha o gitti o on senede bi gelir.adam dona kalmış çekmiş gitmiş.
Anlatan ismail yıldız.
1992.özlem ve rahmetle anarım.
Duran METİN
......
6 - DODURĞA KÖYÜ TOKAT.
DODURĞALI KİMDİ ?
"Yokluk bizi saldı gurbet ellere,
Bilmem nerden geçer yolumuz bizim,
Adı sanı bilinmedik ellerde,
Aceb nerde kalır ölümüz bizim."
Görüşlerime AHMET ARİFİN şiirinden bir misrayla başlamak istiyorum.
"GELİNLERİM KIZLARIM VAR HER BİRİ CEVHER PARÇASI Ben Anadoluyum "
Dodurgali evvela kendini hattini bilendir,hoş görülüdür ,her millete bir gözle bakandır, yol ehli olandır, eline beline diline sahip olandır. Ruhunu satmamış sağ duyulu insandır.vicdan sahibidir. ölüsüne dirisine saygılı doğduğu toprağı yaşadığı mutluluğu,acıyı, çileyi , unutmayandır.tanımadığı insanların çocuklarına haşlık veren gönül alandır Dodurgalı. Bağışlayan ve öz eleştiri verendir barisandir kin tutmayandır .içinde hasetlik fesatlık olmayan puşt olmayan mert olan Dost olandır dodurgalı. Ölmeden nefsini öldürendir, Kapısına gelen muhtacı boş geri çevirmeyendir,gururludur ,fedakardır , öksüzü yetimi koruyan kolluyandır güvenilir Alimdir. .Emanet ehlidir , Zalime biat etmeyen sofrasına oturmayan , utanmasını bilen,rakibini deyil,öfkesini yenen er meydanında er kişidir ,Dodurğalı . mazlumun yanında arsızın karşısında dimdik durandır, verdiyi sözünde duran yiyidin yaridir ,itahat ettiyi hakim deyildir hakemdir.geçimi emeyidir alın teri göz nurudur sofrası helâldir halilibrahim sofrasıdır herkese açıktır ikramı lokmadır ,erkanı cemdir kırk kapılıdır eline beline diline sahip olan insanı kâmile acıktır özü birdir bütündür, dini sevgi kabesi insandır. Yolu hak ve hakikat yoludur ,Tarihin akışına ayak uyduran ,Dünyanın öbür ucunda açlıktan acı çekene acıyana denir dodurgalı. Doğayı hayvanı karıncayı inciltmeyene denir.Dodurgali ve eski Anadolu insanı insanlığın insanlık profilidir. Özetle ben Anadolunun binlerce köyü gibi Dodurgayı Dodurgalıyı böyle bildim böyle gördüm, böyle duydum tanıdım.bütün büyüklerimi saygı ve rahmetle anarım. herkese saygı ve sevgilerimle.Duran metin.18Haziran2020
Bana olan son sözü,
Kalem.(Yazı)
Bazen ruhun aynasıdır.
Kalem yazanın iç güzelliğine ışık tutmuş.
ALİDURAN DEMİRTAŞ ! 😟
......
7 - CAN DOSTU OLMALI İNSANIN
Her an yanında hissettiğin, sırtını yaslayacagın bir dağ gibi arkanda durmalı, evini barkını namusunu amanet edeceğin güven dolu onurun olmalı, sırrın sırrı olmalı ,alim ve söz ehli olmalı gittiyi her yerde helâl olsun seni yetiştiren anaya babaya helâl olsun seni okutan öğretmene dedirtecek,duruşu ve davranışlarıyla dikkat çekecek toplum içinde gurur duyacagin mangal yürekli yiğit olmalı , zemherini temmuz edecek bir can dostu olmalı insanın. Eleştiri ve öz eleştiriye açık olacak toplum içinde seni yüceltecek birlikteyken eleştirecek, mertçe seni koruyup kollayacak,her türlü destekle aranda hesap kitap yapmayacagin,başarınla övünecek zaafına üzülecek, özü sözü içi dışı bir göründüğü gibi ahlak ve ilke sahibi utanmasını bilen ,varlığı varlığın yokluğu yüreğinde yaşayacak gelecek nesillere örnek olacak,toplum içinde saygınlık kazanmış hakkin ve hakikatin bilincine ermiş yol edep erkan ilim sahibi ,ve yaşadığı tarihin akışında sorumluluk üslenmiş
Bir Devrimci can dostu olmalı insanın...
Duran METİN
......
8 -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder