KÖY SÖZLÜĞÜ
ABDESTHANE:
Tuvalet
ABU: Ana,
Anne
ADAP: Terbiye
AĞCA: Beyaz,
beyazca
AĞIL :
Koyun Ahırı
AĞARTU :
Ayran, Yoğurt vb. (Süt ürünleri)
AĞLEN(EĞLEN)
: Yavaş ol, Bekle
AĞA: Baba,
Köy Zengini
AĞU: Zehir
AĞUZ :
Doğuran ineğin ilk sütü.
AHTARACAH: Yufka pişirirken kullanılan alet
AHIRINDA:
Sonucunda
AHREN(AKRAN):
Aynı yaşta olan / yaşıt
AHBUN : Hayvan dışkısı
AHUR : Ahır
AHRAZ:
Dilsiz Sağır
ALAÇUH
:Derme çatma kulübe
ALA TAV
:Olgunlaşmak üzere
ALAFLAMAK:
Ateşlemek, ateşi yükseltmek
ALAYI: Hepsi
(Alayımız birden koştuk)
ALIŞTIRMAK: Ateşi yakmak, tutuşmak
ARUH :
Zayıf, hastalıklı (hayvanlar için kullanılan bir deyim)
ARGAÇ:
Eskiden kullanılan uzunluk ölçüsü
ARŞIN:
Uzunluk Ölçüsü (80 cm)
ANADUT: Üç
parmaklı sap yükleme aracı
ANDAVALLI:
Aptal
ANGUT: Sersem
(İri bir kuş türü)
AŞGARSUZ:Kötü
Görünüşlü
AŞURMA : Süt
kazanının küçüğü
ATAŞ: Ateş
ATAŞ GAYMAK:
Ateş Yakmak
AVARA: Boş
gezen, işsiz, güçsüz
AYARSUZ:
Dengesiz
AZITMA:
Şaşırtma- Aldatma
BACI: Kız
kardeş
BARHAÇ
(BAKRAÇ) : Kulpu olan Küçük kova
BADAL :
Tahta veya topraktan yapılmış basamak
BAT : Tokat
yöresine özgü bir yemek türü
BATMAN:
Ağırlık ölçüsü ( 8 kg)
BALAK(MALAK):
Manda yavrusu
BAYAHTAN:
Biraz önce
BALDIRCAN:
Patlıcan
BES:Bahis
BEK: Sağlam
BEKİTMEK:Sağlamlaştırmak.
(Taşı tekerin önüne bekittin mi?)
BEL: İki
çatallı pancar sökme aleti
BELEMEK:Kundaklamak
(Bebeği beledin mi?)
BELEŞ-
Bedava
BENİZ:
Çehre, yüz (beti benzi birden attı)
BIÇKI:
Testere
BILDIR :
Geçen Yıl
BİLE :
Beraber, Birlikte
BİÇİK:Dana
Bİ GOŞAM:Bir
avuç
Bİ CİMCİK:
Çok az, azıcık
BOYNA:
Sürekli (Boyna konuşup duruyor)
BOYUNDURUK:Öküzlerin
boyunlarına takılan ağaç aygıt.
BODUÇ: Söğüt kavak Çağlası
BÖĞRÜLCE:
Fasulye
BÜK: Çok
sıkı çalı topluluğu,/ Virajlı yol,/
BÜK: Eğmeye
çalış anlamında emir veya istek
BÜLBÜL:
Sürahi
BÜRÜK:
Kadınların tüm vücudunu örten kara çarşaf
BÜNELEK:
Büyük baş hayvanlara dadanan iri bir sinek türü
CADALOZ:
Lafını bilmeden konuşan
CECİM: Yün
iplikten dokunan halı, kilim vs. yerine kullanılan lüks sergi
CEREME:Suç,
ceza
CEREK: Orat
kalınlıkta Uzun ağaç
CEMEK. Kara
sabandaki toprağı temizlemeye yarayan demir parçası
CILGA: Keçi
yolu
CILBAH:
Çıplak
CIBIR:Parasız,
pulsuz, yoksul ( Bizim Ali Cıbırın kabadayısı)
CIBIR:Tüyü
kırpılmış koyun keçi
CIS CIBIL:
Çırıl çıplak
CIRIH: Uzun
boylu e zayıf
CIRNAH:
Tırnak (Cırnağını gözüme dahdı)
CINGI:
Ateşten sıçrayan küçük kıvılcım
CINGAR:Kavga
CINGIL:Küçük
bakraç
CILBAH-
Çıplak
CİBELMEK:
Kendini beğenmek, övmek
CİCİK: Meme
CİNİ: Şiş,
Tığ
CİMCİKLEMEK-
Çimdiklemek
CİVİLDEŞMEK:
Kuş yavrularının çıkardığı ses
CİVİLDEŞMEK:
Samimi bir ortamda yapılan sohbet
COMBA:Genç
Manda
CORUH:
Zayıf, gelişmemiş
CÖFER:
Şifalı olduğu kabul edilen tekke toprağı
CÜCÜK:
Civciv
CUVARA-
Sigara
CULUH: Hindi
ÇALGI: Bit
tür kapı,ahır ve ev süpürme aracı
ÇALHAMA:Yoğurdun
sulandırılarak içilmesi, ayran
ÇALMA: Koyu
pekmez
ÇALMAK:
Sürmek, vurmak (Yoğurt çalmak)
ÇALINMA:
Felç hali, felçli olma
ÇATMAK:
Kurmak, Hazır etmek (Ataş çatmak)
ÇARIK:
Deriden dikilen köylü ayakkabısı
ÇAMDU:
Toprak Damların tavanı
ÇAMUR ATMA:
İftira etme
ÇAPUT: İşe yaramaz
Bez parçası (Alt tarafı bir çaput )
ÇEMÜŞ: Kuru
Üzüm
ÇELPEŞÜK:
Karmaşık
ÇEBİŞ: İki
yaşındaki keçi adayı
ÇEC:
Harmandaki buğday yığını
ÇEMKÜRME:
Büyüğüne karşı gelme, yüze durma
ÇENÜLEME:
Köpeklerin canı acıyınca çıkardıkları ses
ÇETEN:
Kağnılara konan yük taşıma aracı
ÇEDENE:
Kendir tohumu
ÇEREZ:
Leblebi
ÇİT: Baş
Örtüsü, yazma
ÇİSELEMEK:
Yağmurun ince ve yavaş yağması
ÇİMMEK:
Yıkanmak
ÇİR:
Kurutulmuş meyve
ÇİĞİT:
Çekirdek
ÇİNİK: Sekiz
kg.lık buğday ölçeği
ÇİPİL; Yeni
çıkmış söğüt kavak fidanları(Çipilleri kırma günahtır)
ÇİPİL:
Kurumuş söğüt kavak dalları( Çir, çipil toplada ateş yakalım)
ÇİPİK
ÇALMAK: Alkışlamak, Elle tempo tutmak
ÇIKRIK: El
ile yün eğirme aracı
ÇIHI: Küçük
Bohça
ÇUL:Kendir
ipten yapılmış kilim vs, yerine kullanılan sergi
ÇOR:Tuzlu su
ÇÖĞDÜRMEK;
İşemek (Küçük su dökmek)
ÇÖĞDÜRMEK:
Bir uca basarak diğer ucun yukarı kalkmasını sağlama eylemi
ÇÖMELMEK:
Dizler bükülmüş vaziyette ayaklar üzerinde durma hali
DAĞAN;Çul
dokuma tezgah düzeneği
DAĞARCIK:
Deriden yapılmış ekmek çantası
DANGALAK:
Ölçüsüz, Patavatsız
DADANMA:
Alışmak, Alışkanlık (Fare dadanması)
DAM(TAM):
Evin üst kısmı
DASTAR:
Hamurların üzerine konduğu örtü ve sergi
DAVAR:
Koyun, keçi
DENE(TANE):
Buğday tanesi
DEVEK: Üzüm
Ağacı
DERMAĞU:
Mantar Hastalığı
DEPMEK: Hayvanların
arka ayakları ile vurması
DEPMEK: Bir
deliğin tıkanması
DESTİ(TESTİ):
Topraktan yapılmış su kabı
DIVRAH:
Kibar, zarif, yakışıklı
DIHIZ:
Sıkışık
DIRIH:
Zayıf, çelimsiz
DİBEK: İçi
oyulmuş ağaç aygıt
DİTMEK:
Parçalara ayırmak
DİRGEN: İki
parmaklı sap yükleme aleti
DİNELMEK:
Oturmadan ayakta durmak
DULDA:
Yağmur, rüzgardan veya güneşten korunmaya yarayan kuytu yer
DULDALIH:Rüzgardan
veya güneşten korunmak için yapılan yer
DUĞEN: Sapı
samandan ayıran ilkel bir tarım aracı
DÜĞE: İnek
olmamış dişi sığır
DÜĞÜ: İnce
Bulgur
DÜRMEÇ:
Yufka ekmek arası
DÜRMEK:
Toplamak, bükmek (Yorganı dürüp kaldır)
DÖRPÜLEMEK:
Metal alet ile yontarak inceltmek
DÖŞŞEK:
Yatak
DOĞÜL MÜ:
Değil mi ?
DOLAMA:Parmaklarda
çıkan bir hastalık
DOLUKLAMAK:
Duygulanıp Ağlamamak için kendini tutmak
EBEM KUŞAĞI:
Gök kuşağı
ECÜCÜK :
Azıcık
EĞEŞMEK:
Başkasına bakarak iş yapmak
EĞİŞ : Hamur
keseceği
EĞLENMEK(AĞLENMEK):
Alay etmek, dalga geçmek
EHMAAL :
İhmal eden, ihmalkar
ELLAHAM :
Herhalde - ihtimal
ELEKCİ:Çingene
karısı
EL
ÖPEN:Kerten kele
EMMİ: Amca
EME: Babanın
Kız Kardeşi
EMZÜK:
Yalancı Meme
ENÜK: Kedi
Köpek Yavrusu
ENTERE :
Kadın Elbisesi
EPEY:Hayli
ERİNMEK:
Üşenmek
ESBAP
(ASBAP): Çamaşır
ESSAH:
Doğru, sahi, Gerçek
EŞME:Su
kaynağı
EŞKİLİ:
Mayalı Hamur
ERİŞTE
: Makarna
EVMEK: Acele
etmek (Ne eviyog, yeni geldin)
EYCE: İyi,
Güzel
FARSUZ:
Hesapsız kitapsız konuşma ( Farsuz farsuz konuşuyo)
FARFARA:
Çenesi Düşük
FEHİMSÜZ:
Beceriksiz (Bi iş yapamadın fehimsüz)
FERİK: Yeni
yumurtlama aşamasına gelmiş genç tavuk
FETİL: Kalın
Yufka
FIR DOLAYI:
Çepe çevre, her taraf( Yığını fır dolayı döndü)
FIŞKI:
Hayvan Gübresi
FİSTAN:
Kadın Elbisesi
FİLKETE:
Çatal iğne
FİRİK:
Kurumaya yüz tutmuş bulgurluk buğday
FOL:
Tavukların altına konulan tek yumurta
FODALAH :
Tekne dibinde kalan küçük hamur veya küçük somun
GABAL(KABAL):
Götürü
GACAMER:
Hamarat
GADA: Kaza,
bela (Allah gadadan beladan esirgesin)
GAHŞAMA:
Yerinden oynama
GALUH: Evde
kalmış kız(Bana galuh gızı mı münasip görüyon)
GALUÇ: Orak,
ekin biçme aleti
GANIRMAK:Bir
şeyin ucundan tutup yukarıya kaldırma eylemi
GANCIH: Dişi
köpek veya dişi eşek (Argo deyim orospu)
GARAĞIZ:
Kara kız (Garağız bacımgilden geliyom)
GARAĞIŞ:
Aralık ayı
GAREZ: Kin
GARAMETLİ:Çileli
GARIH:
Bahçede sebze ekilen küçük parçalar
GARIŞ
VERMEK: Beddua etmek (Boşuna garış verme)
GATIH: Ayran
(Gıltımanın gatığı daha guzel)
GAVİL: Söz (
Gavli gararında durmadı)
GAVURGA:Buğdayın
saçta kavrulmuş hali
GAYGANA:
Yumurtadan undan yapılan omlet
GAYIL: Razı
(gayıl oldum cefasına nazına)
GAYIM
(KAYIM): Sağlam
GAYIRMAK:
Taraf tutmak, birisine destek vermek
GAYIŞ(KAYIŞ):
Kemer
GAZEL:
Kurumuş yaprak
GAZAN(KAZAN):
Tencere,
GECGERE:
Saman taşıma aracı
GERCÜK:
Tatsız tuzsuz konuşma tarzı( Çok gercük konuşuyo)
GEVMEK:
Ağızda çiğnemek (Ağzında gevip durma , yut gitsin)
GELENÜ : Bir
hayvan türü
GICIH(KICIK):
Gelenek dışı ve ters davranan
GILTIMA:
Topraktan yapılmış yap çıkarma aracı
GIDIM(KIDIM):
Yavaş, yavaş veya az miktarda
GIRAN(KIRAN):
Bilimin müdahale edemediği ölüm
GISGAÇ(KISKAÇ):
Mandal
GISNAÇ(KISNAÇ):
Başkasını kıskanan, çekemeyen
GISNAH(KISNAK):
Kıskanç- Cimri ( Bir dırhem yağı gısgandı)
GIRMAŞMAK:
Kımıldamak
GIYMIH(KIYMIK):
Küçük dal parçası
GIZAN(KIZAN):Dişi
köpeklerin birleşme arzu dönemi
GİCİŞME:Kaşınma
GUBÜR: Çöp,
pislik
GÜĞÜM:Su
taşımada kullanılan bakır kap,
GULAHLI- İki
Kulplu Küçük tencere
GULPLU:
Kenarlarında elle tutulan kulpları olan büyük kazan
GURNAMAK:
Eşeklerin yavru yapması
GURK:
Kuluçkaya yatan tavuk
GODEK: Kısa
boylu
GODÜK: Sekiz
Kg.lık Buğday ölçeği
GÖĞ (GOY):
Ham olgunlaşmamış meyve, sebze
GÖĞNÜMEK:
İçten yanmak
GOLLUH:Bilezik
GOLAN:
Yünden yapılan, enli ince ip
GOLÜK: Eşek
GÖN: Deri
GOMBE:Köylerde
yapılan bir türlü çörek
GOPÇA:Düğme
yerine kullanılan metal parça
GORUH: Ham
üzüm
GORESİMEK:
Özlemek
GÖYNEK:Gömlek
GOVERMEK:
Yeşermek
GOŞAM: Bir avuç
GOZER: Tahıl
eleği
HABE: Heybe
–
HABİRE : Şu
anda, devamlı ( Ben dur diyom, habire koşuyo)
HACAT : El
aleti, araç gereç (Hacat verilmez)
HAHUT:
Kullanılmaz hale gelmiş (Bu araba hahut olmuş)
HARK: Kol
gücüyle açılan su yolu (Harkın altındaki tarla)
HASUD: Fesat
( Hasutluğundan çatlayacah)
HASUDA:
Nişasta tatlısı
HAYAT:
Havlu, eve ilk giriş
HAYIN:
Acımasız, Gaddar, ihanet eden
HE Mİ?: Öyle
mi?
HEDİK: Taze
kaynatılmış Bulgur
HEĞ: Büyük
sepet
HELKİ: İçi
kalaylı su kabı
HELE: Söze
başlarken veya kızgınlık anında söylenen anlamsız bir söz
HELE-Kİ: İyi
ki! (Hele ki buradayım, sonu kötü olacaktı)
HELLE: Undan
yapılan çorba ve çeşitleri(Mercimekli helle, ağ helle v.b.)
HELE-HÜLE:
Azdan fazla , çoktan az (Sizin çocuk hele hüle değil)
HERİ: Yahu-
Anlamsız bir kelime (İşine bak heri, sanki ben yapamıyom)
HERİF: Büyük
Erkekler için kullanılan bir deyim
HERK: Nadasa
bırakılan tarla
HEYBAT: İri
yarı, kaba ve görgüsüz ( Çok heybatlı, kurttan kulağı eksük)
HEYE:Evet
HEZEN: Kiriş
yerine kullanılan kalın ağaç
HINZIR:Şeytanlık
yapan, aldatan
HIZMIH:Taneli
iri saman
HİM:Temel
(Evin himini atmadan para istiyor)
HURÇ: Kıldan
yapılmış heybenin büyüğü
HOŞOĞ:
Komposto
HOMURDANMAK:
Kendi kendine konuşmak(kızgın bir şekilde)
HORANTA: Ev
halkı
HÖLLÜK:Bebeklerin
altına bez yerine konan toprak (... Höllük eledim)
HÖRTLEK:
Dışarı fırlamış gibi duran iri göz
IRAH: Uzak
ISMARIÇ:Sipariş
IŞGIN:Kavak,
söğüt sürgünü
IŞMAR: Kaşla
gözle işaret verme
İBİ: Kaz
İDARE:Gaz
lambası (İlkel bir aydınlatma aracı)
İĞ: Yün
eğirme aracı
İLLET:
Nefret
İLLETLİ:
Hastalıklı
İLİK: Düğme
İLİSTİR:
Süzgeç
İLEĞEN:
Bakırdan yapılmış kap türü
İLERİKİ GÜN
(İLERİĞÜN)Dünden önceki gün
İN: Mağara
İRDEMEK:İtici
bulmak, tiksinmek, istenmemek
İSKEMBİ:
Sandalye
İSSOT:Biber
İŞKEFE:
Saçta pişirilen yufka benzeri ekmek
İŞLİK: İş
gömleği (Urbanı çıkarda işliğini gey)
İT DİRSEĞİ:
Göz kenarında çıkan sivilce, Arpacık
KAFA KAĞIDI:
Nüfus cüzdanı
KALTAK(GALTAH):İri,
Hantal, İşe yaramaz
KELEM:
Lahana
KEPENEK:
Kelebek
KEMÇÜK(GEMÇÜK):
Geveleyerek konuşan, küçük çeneli
KENEF:Tuvalet
KERME:Sıkıştırılarak
kurutulmuş hayvan gübresi
KERPİÇ
:Tuğla yerine kullanılan kurutulmuş çamur
KESMÜK:
Saman irisi
KEŞİK:
Sıra (Keşik gelse değirmenci çağırsa)
KEŞKE: Ah
bir olsa
KEYVENİ:
yemek sorumlusu
KESE: Para
Çıkını
KERTÜK:
Gedik açmak, Oymak eğri kesmek
KELİK:
Yırtık Ayakkabı
KOMEÇ(GOMEÇ):
Bir tür ot yemeği
KÖMÜŞ: Manda
KÖSKÜ: Kapı
sürgüsü
KÖTEK: Dayak
KOSÜRE:
bıçak ve tırpan bileme taşı
KÖREMEZ: Süt
karışımı çoban yemeği
KÖP:
Kağnılarda bulunan bir araç
KÖPÜME:
Yorgan dikilmesi
KIRKMAK:
Davarların yününü kesmek
KİP:Tam
ölçüsüne uygun, Sıkı
KİRMEN: İp
yapma aleti
KULFET:Ev
halkı, fazladan yük olma
KÜSKÜ:Ucu
sivri odun parçası veya Demir Kaldıraç
KUŞÜM:Şüphe,
endişe
KISMIK(GISMIH):
Cimri, bir şeyi gereğinden az veren
KÖSEĞİ
KULEK:
Ağaçtan yapılmış kap
KUŞLUK(GUŞLUH):
Tan vakti
KURÜMEK:
Kürekle bir şeyi atmak
KURÜK: Yeni
doğmuş sıpa
LOHUSA:Yeni
doğum yapan kadın
LOĞ: Toprak
ve Çorak damları sıkıştırmakta kullanılan yuvarlak taş
LÜKÜS:
Aydınlatma aleti
LIĞIRT: Çok
kirli su
MADA: Mide
veya iştah
MAHANA:
Bahane.
MAHAT
(TAHTANBEÇ): Tahtadan yapılmış divan
MAHSUS: Şaka
niyetli yalan, şakacıktan
MAĞEL: Çapa
MALAMAT:
Rezil,berbat
MAYIS:Kurumaya
yüz tutmuş hayvan pisliği
MEHEL:
Uygun, denk, yerinde (O kız tam senin mehelin)
MEHESİMEK:
Önemsemek, ciddiye almak
MEHESİMEMEK:
Ciddiye almamak
MERTEK:
Kalın Kereste
MIH: Çivi
MIYMINTI: İş
yaparken oyalanan, isteksiz davranan, uyuşuk
MISMIL:
Doğru düzgün (Şu işi ya mısmıl yap ya da bırah)
MUALLİM:
Öğretmen
MUDARA:Baştan
savma, sağlam olmayan
MUHAYYET(MUHAT)
OLMAK: Sahip çıkmak, korumak
MUHANET:Dar
günde yardımcı olmayan, verdiğini sonradan başa kalkan
MURTAT:
Yarım kalmış, tamamlanmamış
MUMBAR:
Bağırsaktan yapılan bir yemek
MUSALLAT:Sataşma
MÜCERRET:Mecburen,
Zorunlu
MÜLAYİM:
Yumuşak, sakin
MÜŞGÜL: Çözülmesi
zor, güç olan (Alinin bir müşgülatı var)
MODUL: Ucu
çivili sopa
NABAL:
Vebal, Günah, suç (Nabalın boynuma)
NACAK: Küçük
balta
NAÇAR:
Çaresiz, zavallı
NAME: Mektup
NE YANNA:
Hangi tarafa
NEFAAT:Ne
zaman
NEYDİYOĞ: Ne
yapıyorsun, nasılsın
NORÜYÖN:Ne yapıyorsun
OĞÜNCEK:
Kendisini beğenen, Övünen
OHLAĞA:
Oklava
OHÇUR:Lastik
OTURAH:
Tabure
OKKA:
Ağırlık ölçüsü 800 gr
OKSEĞİ: Yarı
yanmış odun
OKUYUNTU:
Düğün davetiyesi
OYMAÇ:Yağ,
yumurta ve ekmekle yapılan bir tür yemek
ÖDÜ KOPMAK:
Çok korkmak
ÖĞÜRMEK:
Kusar gibi olmak
ÖĞÜRSEMEK:
İneğin çiftleşmeye hazır olması
ÖBEK:
Yığıntı
ÖĞÜNDERE:
Ucunda çivi bulunan uzun değnek
PAR:Alev
PARTAL: Bir
olayın abartılarak anlatılması (Ali çok partal attı)
PERDÜ:
Toprak dökülmesini önleyen tahta
PELVER:
Salça
PEŞKİR:
Havlu
PULBA:
Yastık
PÜR: Çam
ağacının iğne yapraklı kısımları
PÜRPÜRÜM:
Semiz otu
PIRTI:
Elbise
PİNNİK:
Kümes
PÖHREK:Topraktan
yapılmış Su borusu
PÖÇÜKLÜ:
Ağızdan laf almaya çalışan veya küçümseyerek konuşan
SABİ:
Günahsız küçük çocuk
SAÇU: Düğün
hediyesi olarak verilen toprak, para, koyun kuzu vb.
SALAHANA: İş
olduğu halde yapmayan, Boş gezen
SAMAVULLU:Saf
olan, bir iş beceremeyen
SASI:Tatsız
Tuzsuz
SAZAH: Kuru
soğuk
SEDİR:Evde
üzerinde oturulacak yer
SEKİ:
Topraktan yapılmış oturma yeri
SEKÜ: Ceket
SEKLEM:
Yünden dokunmuş çuval
SEF: Yanlış,
ters olan( Anlamadan dinlemeden gitti, sef iş yaptı geldi)
SEĞİRTMEK:
Koşmak (Alayımız birden seğirttik)
SEME:Aptal,
Saf
SETEN:
Buğday kabuğu soymaya yarayan ilkel bir araç
SEYİP: Başı
boş
SIRACALU:
Karşısındakini küçük düşürmek için şaka yollu kullanılan bir söz
SIRNAŞUH:Arsız,
Rezil
SIRSIL:
Arsız, yapışkan
SIRIM:
Hayvan derisinden yapılan ip
SIRTARMAK:
Karşı gelmek, terslemek ( İt gibi sırtarıyor)
SIYIRGI: Kar
sıyırma aracı
SİFTAH:İlk
SİFTİNME:
Gönülsüz iş yapma
SİN: Mezar (
Sinine sığmasın)
SİNSİLE:Soy
sülale
SİTİL: Küçük
bakır su kabı
SOKRANMAK:
Pasif direniş, gönülsüz ve söylenerek iş yapma
SOHU:Aşurelik
Buğdayın yapılması için kullanılan oyulmuş taş
SOHUM:Lokma
SOFA: Dış
Kapıdan İlk girişteki Boşluk, Koridor
SORUTMAK :
Ayakta durmak (Kapıda sorutma, içeri gel..)
SOYHA:
Varlığından rahatsızlık duyulan, aşağılama sözü, (Soyhandan kalsın...)
SORMUH:
İçine lokum konularak çocuğun ağzına verilen bez parçası
SÜYEM: El
ile yapılan bir ölçü birimi (Bir süyem ip istedim)
ŞAPLAK:
Tokat
ŞAPŞAL:Çirkin
yapılı
ŞEFİL:
Ağızdan çıkan köpük
ŞİP: Çabuk
ŞEREMET:
Çabuk iş gören
ŞARGADA(ŞER
GADA) Yaramazlık yapan çocuklar için kullanılan bir deyim
ŞILTAKÇI:
Haksızken kendisini haklı göstermek için bağırıp çağıran
ŞİKÜRSÜZ:Çirkin,
itici, antipatik
ŞİŞEK: İki
yaşında koyun
TAVATÜR:Çok
iyi, kaliteli
TEHNE:
Tenha, ıssız ( Cin peri tehne örenlerde olur)
TEMEK:
Ahırların gübre penceresi
TEREK: Raf
TELİS: Çuval
TEVZÜR:
Yalancı, sahtekar, yağcılık yapan
TEZME:Hayvanların
ürküp kaçması
TIĞ: Buğday
tanelerinin samandan ayrılması için harmanda bir yere yığılması
TİLLE: Ucu
çatallı orta boy sopa
TİRKİ:
Ağaçtan yapılmış küçük saplı büyük kepçe
TİRİT: Sulu
salçalı yemek
TOKLU: Bir
yıllık kuzu
TOSBAĞA:
Kablumbağa
TOSMAK :
Küsmek ( Gene tosup duruyor...)
TOLA:Kova
TOY:Acemi,
genç
TOYGA: Yayla
çorbası
TUMAN:
Uzun don
TÜTÜN :
Duman ( Ocağı yanmaz, tütünü tütmez)
TÜLEME: Tüy
değiştirme
TÜYME:Sıvışma,
kaybolma
UÇUKLAMAK:
Korku halinde, ağız ve dudaklarda yara oluşması.
UĞRA : Hamurun altına serpilen kepekli un ( ... Uğrayı unutmuşum)
URBA: Elbise
URGAN:Kalın
sicim
URUPLAĞA:
İki teneke ile tarif edilen ölçü birimi
ÜLEŞ: Hayvan
ölüsü, leş
ÜRÜMEK:
Havlamak
ÜTMEK:
Oyunda kazanmak
ÜYEZ: Sivri
sinek
ÜFLÜK: Islık
VELVELE:
Gürültü, patırtı
VESAYİT
:Motorlu taşıma aracı
VEZ:Bir tür
meyve
VARİYAT:Zengin
YABA:Harmanda
kullanılan iki dallı bir alet
YAĞANNI:
Sırt
YAĞLIK:
Mendil benzeri bez
YALAH: Kedi
ve köpeklerin su içtiği ağaçtan yapılmış kap
YALLIH:Bebek
Önlüğü
YAZU:Arazi
YALLOZ:
Hatalı bir konuda başkasına destek veren
YAREN:
Arkadaş
YARMAÇA:
Baltayla uzunlamasına kesilmiş ağaç parçası
YANI KARA:
Bir tür hastalık (...Yanığaralara tutulasıca)
YAŞMAK:
Kadınların baş örtüsü ile ağızlarını kapatması
YAVŞAK: Bit
yavrusu (Argoda Başkasına yağcılık eden)
YAYMAK:
01-Hayvan otlatmak, 02- Etrafa dağıtmak
YEĞİN: Bol,
çok
YEĞNİK:Hafif
YELTENMEK:
Bir işi yapmaya kalkışmak
YİĞİT BAŞI:
Düğün organizatörü
YUHA: İnce
(Yuha giyinip üşüttü..)
YUMUŞ: Nazın
geçtiği insan veya Çocuklardan yapacağı işi istemek.
YUNMAK:Yıkanmak
YUNNUH:
Yıkanma yeri
YÜLÜMEK:
Kazımak, tıraş etmek .(Bıyıklarını yülütmüş, çirkin olmuş)
YÜZELLİK:
Nazara iyi geldiğine inanılan bir ot
YOYMAK:
Rüyanın manasını açıklamak, Görülen rüyayı tabir etmek.
YOZ: Erkek davar sürüsü
ZAVZU:
Baharat
ZERE: Zira
ZELVE: Öküz
koşma aleti
ZEMHERİ:
Ocak ayı
ZEVZEK:
Geveze, çok konuşan
ZOĞAL:
Kızılcık
ZIRLAMAK:
Ağlamak, anırmak
ZAR: Ağıt
ZAY; Zayii
ZEVAL:
Perişan
ZUHUR:Son,
sonuç
ZERZE: Kapı
kitlemekte kullanılan demirden yapılmış alet